Skip to main content

KADIKÖY HASANPAŞA GAZHANESİ

Kadıköy Hasanpaşa Gazhanesi, yapımına başlandığı günden bugüne, oralıların yarattığı, kentlinin kullandığı ve taçlandırdığı bir yerleşkedir. Her şeyden önce Hasanpaşa Çevre Gönüllüleri’nin içinde doğdukları mahallelerinden başlayarak önce Kadıköy’e oradan da tüm İstanbul’a halka halka ördükleri ve bizlerin bu maceranın bir parçası olmamızı sağladıkları, bir mücadelenin ürünüdür. Gazhane Çevre Gönüllüleri, bir endüstri mirası olarak alanın korunmasının önemine dikkat çekerek seslerini duyurabilmek adına 10 yılı aşkın süre devam eden bir festival düzenlemişlerdir. Bu emekler, 1999 yılında İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) ve İstanbul Teknik Üniversitesi (İTÜ) arasında bir ön protokolü mümkün kılmıştır. Projelendirme çalışmalarımızın her aşamasında anlamlı bir korumanın mimarlığı öncelendi. Alanın tüm unsurlarını belgeleme, anlama ve yorumlama ile geçirdiğimiz son 25 yıl, projenin ete kemiğe bürünmesine kadar olan tüm süreci yaşamamıza fırsat verdi. Son birkaç yıla kadar tümü ile katılımcı bir sürecin mimarlığı müthiş bir motivasyon oldu. Özellikle yapım sürecindeki özen, kamu için bir örnek oluşturmaktadır.

2019 yılındaki seçim sonrası İBB yönetimi değiştiğinde, restorasyon ve yeni kullanım süreçlerinin sonuna gelinmişti. Bu tarihten sonra, bazı yeniden kullanım kararları değişmiş ve iç mekanlara dair eklemeler gerçekleşmiştir. 25 yıllık uzun mimari yolculuğun ardından, gazhane kompleksi Temmuz 2021’de halka açılmıştır. Projenin başlangıcından bu yana yaşayan bir enerji alanı olarak nitelediğimiz ve tüm aktörlerin inanılmaz emekleriyle bugünlere ulaşan Hasanpaşa Gazhanesi, Anadolu yakasının yeni odağı olmuştur.

Yaklaşık 30.000 m² büyüklüğündeki alana tesis edilmiş olan Kadıköy Gazhanesi, fonksiyonuna bağlı olarak farklı yapı özellikleri gösteren ve değişik büyüklüklerdeki binaları barındırmakta olup, bir endüstriyel kültür mirası olarak yeniden işlevlendirilirken, çevre mahallere hizmet verecek bir park olarak da değerlendirilmiştir. Bu anlamda çevrenin bir eksiği olarak gözüken rekreasyon gereksinimine yanıt bulunmaya çalışılmıştır.

A ve J binaları gibi lokanta ve kafeterya olarak işlevlendirilen bazı yapıların önüne taşan dinlenme alanlarıyla kullanım çeşitliliği yaratılmıştır. Alanın merkezinde (üst giriş, Ga, Gb, Gc, M, O, N binaları arasında kalan P, R, S, L binalarını kullanan enerji müzesi ile bakışımlı olarak) yeni eklenen ve çocuk kulübü olarak tasarlanan Kd binasının odak olduğu, bir cephesini oturma setleri, diğer cephesini çocuklar için tasarlanmış rüzgar güllerinin oluşturduğu fon yine enerji temalı çocuk oyun modüllerinden oluşan bir alan çocuklara tahsis edilmiş olsada hayata geçirilememiştir. Bu alan şu anda konserlerde kalabalık bir kitlenin kullanımındadır.

Açık alanların düzenlenmesi sırasında “fabrikanın ana yolları ve diğer mahallerin” bir kısmının özgün parke taşlarının ve dekovil hatlarının rayları özenle kurunmuş, kazılardan çıkan alt yapı donanımları bu sistematik içinde teşhir edilmeleri amaçlanmıştır. Bununla birlikte yeni kazılardan çıkan ve sanayi kompleksin çalışma prensiplerini anlatan özgün kanal-boru-bağlantılar yerinde korunarak muhafaza edilmiştir.

Özellikle alanının Gazhane Deresi Sokak, İkbaliye ve Uhuvvet Sokak cepheleri olabildiğince etkin bir yeşil dokuya kavuşturulmuştur. Alanın en büyük yeşil dokusu Ga, Gb, Gc binalarının bıraktığı boşluklarda öngörülmüştür.

Her işlevsel yapının açık alanı, o yapıya özgü bir cep bahçesi ve kamusal niş olarak ele alınmış, bu alanlar sakin, sergilemeye yönelik alanlar olarak yeniden işlevlendirme projesine uygun olarak değerlendirilmiştir. Diğer sert yüzeyler ise açık alan ortak aktivitelerine – sergi ve özel buluşmalara – oturma, dinlenme ve seyir imkânları yaratacak şekilde ele alınmıştır. Meydan ve meydancıklarda özgün dokunun korunması hedeflenmiştir.

Ga Gazometresi tek kalmış özgün gazometredir. Diğer çember yapılar eski gazometre temeli üzerinde tamamen yeniden tasarlanmış ve işlevlendirilmiş yapılardır. Yeni kullanım projeleri gereği Ga Gazometresi için Gazhane Deresi Sokağı’ndan bir servis girişi sağlanmış olup yine aynı sokaktan A ve B binaları arasından bir servis erişimi sağlanmıştır. İdari bir yapı olarak ele alınan V yapısının bahçe girişi gerekli zamanlarda kullanılmak üzere muhafaza edilmiştir. Alanın büyük bir bölümü aynı zamanda bölgede eksikliği hissedilen yeşil alan gereksinimini karşılayacak biçimde projelendirilmiş olup, adeta bir kültür parkı niteliğinde olan komplekste kullanıcı ihtiyaçlarına cevap vermek üzere Planlı Alanlar Tip İmar Yönetmeliği’nin 16.maddesinin 56.bendi doğrultusunda mescit yapısı öngörülmüştür. Mescit, kuzey girişler ile Ga ve L yapıları arasında sirkülasyonların kesiştiği bir alana konumlandırılmıştır.

Bu süreç içerisinde ana projedeki enstitü ve kütüphane yapısının işlevi iklim müzesi olarak değiştirilirken kömüre dair tüm katmanlar sahanın dışında kalmıştır. Bu da aslen kömüre dayalı bir geçmişin belgelerinin bir anlamda dışlanması olarak tarafımızca yorumlanmaktadır.

Doç. Dr. Deniz Aslan