Skip to main content

Hasanpaşa Gazhanesi’ni bir müze olarak görmekte zorlanmakla beraber, yapımına başlandığı günden bugüne, oralıların yarattığı, kentlinin kullandığı ve taçlandırdığı bir yerleşkeyi konuşuyoruz. Her şeyden önce Hasanpaşa Çevre Gönüllüleri içinden doğdukları mahallerinden başlayarak önce Kadıköy’e oradan da tüm İstanbul’a halka halka ördükleri ve bizleri bu maceranın bir parçası olmamızı sağladıkları, bir mücadelenin ürünüdür. Gazhane Çevre Gönüllüleri, bir endüstri mirası olarak alanın korunmasının önemine dikkat çekerek sesini duyurabilmek adına 10 yılı aşkın süre devam eden bir festival düzenlemişlerdir. Bu emekler, 1999 yılında İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) ve İstanbul Teknik Üniversitesi (İTÜ) arasında bir ön protokolü mümkün kılmıştır. Projelendirme çalışmalarımızın her aşamasında anlamlı bir korumanın mimarlığı öncelendi. Alanın tüm unsurlarını belgeleme , anlama ve yorumlama ile geçirdiğimiz son 25 yıl, projenin ete kemiğe bürünmesine kadar olan tüm süreci yaşamamıza fırsat verdi. Son birkaç yıla kadar tümü ile katılımcı bir sürecin mimarlığı müthiş bir motivasyon oldu. Özellikle yapım sürecindeki özen de bu dönüşüm hikayesinin en büyük kazanımı, kamu için bir örnek oluşturmada bir vesiledir. Uygulama aktörlerinin hassas koruma yaklaşımları ve İBB’nin sorumlu branşlarına teşekkür etmek gerekir ki; proje paydaşlarını bir araya getiren bilim kurulu kurulmuş ve 2014 ve 2019 yılları arasında  bilim kurulu düzenli olarak toplanabilmiştir.

İstanbul’un Asya yakasındaki kömür gazı hizmeti 1891 yılında kararlaştırılmış olup,  Hasanpaşa’da kentsel alan çeperinin de gerisinde kurulmuş olan gazhane tesisleri 1892 yılında hizmete girmiştir. Tesis birçok geliştirme ve ekleme ile birlikte 1993 yılına kadar 101 yıl hizmette kalmıştır. Bu süreç boyunca kömür gazı hizmetinin kapsamı, İstanbul’un Asya yakasının bütününe yayılmıştır. Kentsel alandaki gelişmeler ve gazın kullanım alanlarının artışı kısa sürede yeni üretim tesislerinin yapımını zorunlu kılmıştır. Gaz üretiminin artışı hammadde ve gaz stoklarını da önemli ölçüde artırdığından üretim ve temizleme tesislerinin yanısıra  gazın ve kömürün depolama alanlarının da bu gereksinimi karşılayacak biçimde yeni yapım ve kullanım değişikliklerini gündeme getirmiştir. Bu nedenle alanda, atölyeler dahil toplamda irili ufaklı bir çok yapı yer almaktaydı. Bu yapıların büyük kısmı makina-yapı olarak adlandırılabilir.

Hasanpaşa Gazhanesi çalıştığı sürece çevre yerleşkeleri için ilginç, zaman zaman korkutucu yaşantılar oluşturdu. Gazhane’nin ana girdisi olan kömür Zonguldak’tan gelir. Bu nedenle kömür ve teknolojilerinin deniz aşırı bu bağı da çok önemlidir. Gazın üretim süreci aslında çok karışık olmamakla beraber, gazın depolanması ve şehre basılması, özellikle gazometre mühendisliği, alçalan yükselen metal hazneler, mahalleli için de çok ilgi çekici olmuştur. Fakat metal genleşmesi sırasında gerçekleşen minik patlamalar ise mahallelileri korkutuyordu.

Maden kömürü ısıtılarak gazı alınmasından sonra gaz depolanmak üzere gazometrelere gider, gazometrelere yakın bir mini tesiste çok yüksek verimli bir gaz -su gazı- elde edilir, bu gaz da gazometrelere takviye niteliğinde aktarılır, basınç sorunları ile karşılaşıldığında da kompresör yapısı devreye girer, böylelikle şehrin her noktasına gaz belli nitelik ve basınçta ulaştırılmış olur. Bundan sonraki süreç ve çıktılar da bu tesis için çok önemlidir. Keza gazı alınan kömür kok kömürüne dönüştürerek satılır, katran ve amonyak da yüksek katma değerli yan ürünlerdendir. Katranın önemli kısmı tesisin izolasyon ve koruması için kullanılırken kalanı sektörel kullanımlara ayrılır. Amonyak ilaç sektörü için önemli bir çıktıdır. Filtreleme sonu elde edilen naftalin çok değerli bir başka ürün olup kamu sağlığından evsel kullanımlara kadar geniş bir kullanım yeri edinmiştir bu dönemlerde. Son olarak gazı süzen toprak ise özellikle astım hastaları için değerlidir.

Projenin başından beri kömürün hikayesi ana motivasyonumuzdu. Aslında, kömürün bugün dahi, yerlere ve derzlere bulaşmasını istiyoruz. Bunun için, özellikle halihazırda kullanıma açılmamış L binasını, bu hikayenin – dramanın içselleştirilebileceği yer olarak ayırmıştık. Halen bu kullanımın gerçekleştirilmesini düşlüyoruz. Bir başka önemli konu buluşmalar dinletilerle beraber çocuklar için ayırdığımız büyük boşluğun yeniden çocuklara ayrılması; 25 sene öncesi için de oldukça özgün bir dile sahip ve alana yeni eklenen yapılara atfettiğimiz daha gelişmiş bir teknoloji ile üretilmiş yapılardan biri olan Kd (çocuk kulübü) yapısının tamamlanmasıdır.  Bu alan enerji merkezi olarak önerdiğimiz P ve S yapılarının önündeki meydana bakan cephesinde, çocukların pedal ile çalıştırdıkları rüzgar pervaneleri ile bütünsellik sağlamaktaydı. Enstitü ve kütüphane yapımız (ki bugün İklim Müzesi olarak işlevlendirilmiştir) gerek koruma gerek ise yeniden işlevlendirmenin özgün örneklerinden biri olarak; gerek araştırmacıların gerekse meraklıların izlenimine sunulmak üzere bu gazhanenin tüm özgün belgelerinin de arşivlenmesi gereken bir katmanı idi. Yine ivedilikle ele alınması gereken bir konunun gazhanenin tüm hafızası ve varoluşunun tüm yapılarda yansıtılması olacağı kanaatindeyiz.

Gazometreler bölgesi için, başladığımız günden bu güne, üç gazometrenin birlikteliğinin imgesini üretmenin arayışında olduk. Bu nedenle biri bugüne kadar kısmen gelebilmiş olan Ga gazometresinin yanı sıra diğer iki gazometrenin varlıklarını, herhangi bir rekonstrüksiyon yapmaksızın günümüze taşıdık. Ga gazometresi için çok sayıda alternatif yaşantı üretildi. Son olarak çan adı verilen, gazın depolandığı hazne, Şehir Tiyatroları’nın kullanımına uygun olarak tasarlandı. Bu alanın içinde bir sahne yapısı hayata geçirildi. Gazın depolandığı bu alan halen bir miktar gaz kokusunu da barındırırken, mekansal olarak son derece nitelikli bir yaşantı sunmaktadır. Bu alanın üstünde teleskopik çalışan haznelerin en dolu halini oluşturdukları kotta ise, “gökyüzü bahçesi” adı ile önerdiğimiz platform tasarlanmıştır. Açık hava sineması ve diğer kullanımlara olanak veren bu seyir ve bahçe alanı halihazırda kullanılmamaktadır. Bu çok potansiyelli alanın yeniden değerlendirilerek kentlinin kullanımına sunulması ile özellikle genç kullanıcıların çok benimseyecekleri bir mekan daha kazanılmış olacaktır. Gb ve Gc yapıları tamamen yeni yapılar olup sadece geometrileri ve hacimsellikleri ile geçmişe atıfta bulunurlar. Gb yapısı tamamen içi boş bir sirkülasyon yapısı olup Gc ise mini sahnesiyle bir çocuk tiyatrosu ve çocuk tiyatroları arşivi olarak tasarlanmıştır.

Yine yeniden kullanım projemizde sanatçı atölyesi olarak ele aldığımız eski kompresör binası olan J binası kütüphane binası olarak kullanılmış ve projenin bu günlere gelmesindeki en önemli isimlerinden biri olan Afife Batur a atfedilmiştir.

2019 yılındaki seçim sonrası İBB yönetimi değiştiğinde, tüm restorasyon işleri çoktan bitmiştir. Bu tarihten sonra, bazı yeniden kullanım kararları değişmiş ve iç mekanlara dair bazı eklemeler projeye eklenmiştir. Bu 25 yılık uzun mimari yolculuğun ardından, gazhane kompleksi 9 Temmuz 2021 günü halka açılmıştır. Projenin başlangıcından bu yana yaşayan bir enerji alanı olarak nitelediğimiz ve tüm aktörlerle inanılmaz bir emekle bugünlere ulaşan Hasanpaşa Gazhanesi Anadolu yakasının yeni odağı olmuş durumda ve yeni İBB yönetimi bu hali doğrusu çok iyi yönetiyor.

Gülsün Tanyeli, Yıldız Salman, Sevim Aslan, Deniz Aslan